23 Ekim 2010 Cumartesi

bana ''ayrı dünyaların insanlarıyız'' dedi giderken..soktuğumun uzaylısı

koltuğumda uyuklarken birden şimşek çakar misali aşk'ın eş anlamlısı neydi lan diye bir soru çaktı beynimin derinliklerinde.nasıl aptal bir rüya görüyorsam.bir şey beyninizi kemirirde rahat edemezsiniz ya öğrenmeden o durum işte.beni sarıp sarmalayan koltuğumdan kalkarken kendimi yine kendime küfür ederken buluverdim.bir kaç sözlük bir kaç internet sitesi gezintisinden sonra bu iş böyle olmaz abi dedim.yazarların düşüncelerini yazılarını karıştırayım dedim.karşıma küçük iskender çıktı.eğer birine aşkı tanımlamasını isteseydim evrende ki en son kişi küçük iskender olurdu.çünkü biz süslü karmaşık gibi görünen ama özünde hiç bir bok olmayan yazıları hayranlıkla okuruz.ne yazmış lan !! der susarız.bencede susmalı içimizde ki aptal çocuğu susturmalıyız.bir nedeni yok sadece öptüm.yok yok k.iskender aptal olmalı.aptal adam.daha süslü olmalıydı.olmamış ki hiç bu böyle..sonra can yücel çıktı karşıma.can baba ! büyüksün saygılar deyip geçtim..ama can babayla ilginç bir adiyalog paylaşmak isterim.can baba bir üniversitede konferans verir.izleyicilerden biri can bey hangi takımı tutuyosunuz diye soru sorar.mal..evet bu soruyu soran evet evet sana dedim hatta bir daha söyleyim.MAL..nese can babada hazır cevaplılığını konuşturur ve karım ve ben genellikle benim takımlarımı tutarız der ;) yorum yok.hem başka türlü bir şey benim istediğim diye bir cümle kuran can baba nasıl olurda aşkın eş anlamlısını yaratabilirdi..sonra karşıma şöyle bir cümle karşıma çıktı.aynen aktarıyorum(copy+paste).Senin için öLürüm' dedi. 'ÖL' dedim. 'Laf oLsun diye şeettim ben' dedi. biR daha sewdim ♥ :D :D.abi budur !! dedim.bu kadar basit.ne süslü bir cümle nede dolaylı bir anlatım.ne kadarda içten geldi yani bana..size gelmediyse sokun kafanızı çöp tenekesinin içine.bende böyle bir yaratım içinde bulunabilirim bende başarabilirim diyerek kendimi sıkça ve düzenli aralıklarla gaza getirdim ve bu yaratım çıktı.bana ayrı dünyaların insanlarıyız dedi giderken..soktuğumun uzaylısı.öylesine bişey işte.peki neden bu yazıyı paylaşmak istedim.susturdum içimde ki o çok bilmiş çocuğu.neden yok.hiç birşeyin bir nedeni yok.öylesine.öylesine bir hayat öylesine ardı ardına sıralanmış sözcükler.yazılmak istendi yazıldı.bu bakar basit..(ama hala aşk'ın eş anlamlısını bulamadım.bulan varsa benimlede paylaşırsa çok sevinirim)
                                                   

22 Ekim 2010 Cuma

caravaggio koimesis meryem..

blog açılışımı beni en çok etkileyen sahnelerden biriyle yapmak istedim.caravaggio'nun meryemin ölümü diğer bir adıyla koimesis meryem sahnesi.ülkemizin içinde bulunduğu kültür yozlaşması ortamında farklı konulara değinmek olaylara farklı açılardan bakmak amacı içindeyim.tabi her zaman bu kadar sıkıcı olucak değilim ;) bu tablo üzerine yapılan yorumlar içinde bana en ilginç olanı aktarmakla başlayım.mancini'ye göre burada resmedilen meryem figürü caravaggio'nun aşık olduğu fahişe bir kadındır.ufak bir kendi yorumumu eklemek istiyorum.ülkemizde dini çoğunluk islam olduğuna göre islam dini için önem arz eden birine bu tarz bir yorumda bulunmak ülkeyi nasıl bir çalkantı ortamına sürekler düşünmek bile istemiyorum.devam edicek olursak..Caravaggio 1597 yılında komisyon tarafından kutlu ressam ilan edildi ve Santa maria del la Scala kilisesi Şapelin dekorasyonuna ait tablolardan biri olan ve orjinali Paris Louvre müzeinde bulunan Meryem’in ölümü tablosu dönem içinde tam bir skandaldı. 1601 yılından kalan bir komisyon dökümanı ki o sırada henüz tablo bitmemişti, Caravaggio’nun Kutsal Meryem’in tanrıya kavuşmasını dikkatle ve özenle resmedileceğini söyler ancak resim tamamlandığında elde kalan tek şey ölümdür. Üstelik kutsal Meryem çıplak ve kirli ayakları, şiş karnı ile sanki sokak ortasında bir taşın üzerine uzanıyordur ve sahnede Meryem’in kutsallığını simgeleyen kırmızı pelerine dışında bu sahnenin kutsallığına dair hiç bir belirti yer almamaktadır.Sahnede soldan yukarıdan gelen ışığın ise İsa’nın dediği gibi beni izleyenler karanlıkta kalmayacaklar sözünün kanıtıymışçasına kurtuluşu simgelediği söylenir.
Meryem’in ölümü tablosu ilk görülen örneklerinden başlayarak içinde barındırdığı sembolik anlatım öğeleriyle ve kendi iç hikayesiyle muhteşemdir.



alıntılar:• Carr, Annemarie W., Popular Imagery, The Glory of Byzantium Ousterhout, Robert.; Sanatsal Açıdan Kariye Camii, Arkeoloji ve Sanat Yayınları, istanbul 2002
           • Akyürek, Engin., Bizans’ta sanat ve Rirüel, Kabalcı Yayınevi, 1996 İstanbul
           • Lafontaine-Dosogne, Jaqueline, “ Iconography of the Cycle of theLife of Virgin”, The Kariye Jamii IV ( P.A. Underwood) NJ 1975